27 Aralık 2011 Salı

What else is possible?



En kötü durumda bile, zihnimizin ürettiği ya da o anda üretebileceği negatife tutunmadan başka ne mümkündür diye sormak, bizi mümkün görünen olası cevaplardan mümkün görünmeyen olası cevaplara taşıyan bir araçtır.
Her koşulda uygulanabilecek bu soru kalıbı bize sonsuz olasılıkların kapılarını açar ve ne bizim ne de karşımızdaki insanın bile hayal edemeyeceği bir realite, başka bir gerçekliğe taşır. Orada, başka seçenekleri birlikte değerlendirme, oluşturma ve yaratma gücü vardır. Orada, görünen altındaki görünmeyen güce ulaşma potansiyeli vardır. Orada zihnin ötesindeki sonsuzluk vardır. Bunu zihin yapamaz. Bunu zihnin ürettiği cevaplar yapamaz. Çünkü zihin sonsuzluğu anlamaz. Zihin, başka neyin mümkün olduğunu sormaya devam ettiğimizde dumanlar çıkarmaya başlar ve uçup gider, sonsuzlukta kaybolur. O zaman anlamsız cümleleri ağzımızdan çıkarmaya başlarız ki, asıl anlam onlarda var olmaktır.
Evet, başka ne mümkün? Başka ne mümkünse, lütfen ben onu talep ediyorum.
Bu sihirli cümleyi söyleyin ve yaşamınızda olacak olan değişimlere bir bakın şaşıracaksınız!

Bunu uygulamaya değer bulup, denemeye karar verdiğimden beri çok eğlenceli ve şaşırtıcı sürprizler yaşamaya başladım. Bu bildiğim tüm sihirlerin ötesinde bilinmezlikten gelen sihirin yardımıyla hayatım daha kolay, daha keyifli ve eğlenceli bir hale dönüştü. Bunu her şeye uygulamak beni, kararlarımı, yargılarımı, kalıplarımı aşmaya zorluyor ama keyif de işte tam da bu noktada başlıyor. Bir şeyler olup bitiyor ve ben ‘tamam, bundan başka ne mümkün?’ diye sordukça sanki bir el omzuma dokunup yönünü, bakış açımı görüş alanımı değiştiriyor. Ben bu soruyu sorma devam ettikçe de değişim devam ediyor.

Ülker Uzun Polat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder