27 Kasım 2011 Pazar

2012 DÖNÜŞÜM YILI..


Malum, 2012 kapıya geldi dayandı! Bazılarımız heyecanla bekledik, beklerken boyutlardan atladık, kapılardan geçtik, arınmalar yaşadık, bazılarımız neden bahsedildiğinden habersiz yaşantımıza devam ettik. Çılgınlar gibi sağa sola koşuşturanlara gülüp geçtik. Kahinler, astrologlar herkes bunu konuştu, tartıştı. Maya takvimine göre, kızıl derililere göre, gelmiş geçmiş yaşayan ve ölmüş tüm kehanetçilere göre bizi bekleyenler konusunda türlü türlü açıklamalar yapıldı, kitaplar yazıldı, hangi durumlar için hazır olmamız gerektiği konusunda açıklamalar yapıldı. Kıasacası çok şey yazıldı, söylendi, belki takip ettiniz belki etmediniz. Peki bizi gerçekten neler bekliyor, bileniniz var mı?

Kimine göre kıyamet, kimine göre frekans yükselmesi ve aydınlanma, kimine göre karanlık dönem, kimine göre ise altın çağ! Gelin, şimdi bütün bunları bir tarafa bırakalım çünkü ben yeni bir şey söylemekten yanayım.

Sonuçta fark etmez; ister hazırlık yapmış ister yapmamış olalım, beklenen an geldi, 2012 gerçek bir değişim ve dönüşüm yılı olarak çağa damgasını vurmaya hazır bir şekilde geliyor. Peki acaba biz onu karşılamaya hazır mıyız?

2012 ve ötesi diye olaya bakacak olursak, bizi bekleyen ve asıl hazır olmamız gereken şey bence, 5 duyunun ötesine geçebilmek, hayatı farklı bir boyuttan algılayabilmek ve bize ait olmayan her şeyi geride bırakabilmek diye özetleyebilirim.

Tüm bunların anlamı ne? Ne bizi bu noktaya getirecek? Nasıl aynı hayatı yaşayıp, başka bir boyutta algılayabileceğiz? Tüm bu soruların yanıtlarını tek kelimeyle ifade etmek gerekirse; yanıt bana göre: farkındalık!

Bu gelen yıl bize bu fırsatı sunacak, bunu alabilmemiz için hız sağlayacak. Tabii eğer biz istersek!

Her şeyde olduğu gibi, bunda da devinim içten dışa doğru olmak zorunda. Kimse gelip bizim için bir değişim ve dönüşüm başlatmayacak. Bunu önce biz talep edeceğiz. İçsel olarak buna hazır ve istekli olacağız, o zaman karşımıza çıkan her şey ve herkes bizdeki bu değişim ve dönüşüm isteğini karşılamaya yönelik olarak gelip bizi bulacak. Doğru zaman denilen şey de tam olarak bu işte!

Farkındalık önce kendimizin ve kendi gücümüzün farkına varmakla başlayacak. İçsel olarak. Kendimizden ve yarattığımız her şeyden vaz geçtiğimiz an, varlığımızın ulaşamadığımız bölümlerine ulaşmaya başlayacağız. Asıl yolculuk burada başlayacak. Gerçek vazgeçiş ve bırakış ile gelen keyifte. Çünkü ancak o zaman eski dünya, eski biz, eski varlığımız ya da varlığımız sandığımız her şey gitmiş, yerine soru dolu bir boşluk gelmiş olacak. O boşluğu kim veya ne dolduracak biliyor musunuz? O boşluğu dolduracak olan, arzu ettiğimiz her şeyi yaratabilecek güce sahip olan dünya üzerindeki tek varlık: Gerçek varlığımız!

İşte olan biten her şey bunun için oluyor. Gerçek varlığımıza, ışığımıza ulaşabilmemiz için. Ancak o zaman bizi saran sarmalayan kısıtlamalardan, limitlerden, koşullardan bağımsızlaşıp özgürce kendi ruhsal varlığımızı ifade edebileceğiz. Ama dediğim gibi, önce bunun farkına varmamız gerekiyor.

Farkındalığa giden en kestirme yol, bana göre nefes. Eğer nefesimizi izleyebilirsek, o zaman başka şeyleri de izlemeye başlayabiliriz. Hiç farkına bile varmadan alıp verdiğimiz nefesimiz hakkındaki farkındalık, er ya da geç bizi hayatımızda da hiç fark etmediğimiz bambaşka konular üzerine bir farkındalığa ulaşmaya yönlendirecektir. Bu o kadar kolay ve o kadar doğal işleyen bir süreç ki, bu kadar kolay mı diye insanın sorası geliyor.

Evet! Bu kadar kolay!

Bu yüzden ister fiziksel, ister ruhsal her türden öğretinin tam da orta yerinde nefes var! Nefesinizi gözlemlemeye başladığınızda, kendinizi ve hayatınızda olup bitenleri de gözlemlemeye doğru giden bir kapı aralanıyor. Gözlem ise size en büyük farkındalığı veren şey. Çünkü kuantum teoreminde, deneyi gözlemleyen deneyin sonucunu etkiler! Yani, kendi hayatımızı deneyimlerken, sonuçların oluşumundaki etkimizi ve gücümüzü fark etmeye başlıyoruz. Kısacası, ezberimiz bozuluyor!

Kendi değişim ve dönüşüm sürecimde bana olanlar da tam olarak bu şekilde oldu diyebilirim. Her iki kitabımda da kendi yaşantımdaki deneyimlerimden yola çıkarak bahsettiğim farkındalık; uyur gezer halinden silkeleniş ve uyanış, şimdilerde kendiliğinden hatırlama haline dönüştü. Dışarıdan bakıldığında hiçbir şey değişmiyor ama içten içe çok şey değişiyor.

Önce içerde yanan  bir kıvılcımı takip edip, sonra  ışığın kaynağına yani kendi ruhuna, benliğine ulaşmak ve buradan parlayarak yanmaya devam etmek güzel…

Son olarak bir Zen hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Zen ustası kuyudan su taşıyormuş. Yolda, çok uzaklardan onun methini duyup, görmeye gelmiş olan dindar bir kişiyle karşılaşmış.  Dindar adam yoluna çıkıp, “Bu manastırın ustasını nerede bulabilirim?” diye sormuş. Usta da “Aradığın kişi benim” demiş.

Adam onun bir hizmetkar olduğunu düşündüğü için (ne de olsa kuyudan su taşıyormuş) şüpheyle “Sizin hakkınızda çok şey duydum ama sizi kuyudan su taşırken bulacağım hiç aklıma gelmezdi” demiş.

Usta da” Ben  iki şeyi yapmakta çok ustayım: Kuyudan su taşımak ve odun kesmek. Bunlar benim aydınlanmadan önce yaptığım şeylerdi. Önceden de bunları yapıyordum. Şimdi de bunları yapmaya devam ediyorum. Biraz sonra da odun kesmeye gideceğim, istersen benimle gelip beni izleyebilirsin.” demiş.

Dindar adam dayanamayıp sormuş “Ama hayatınızda bir fark olması gerekmez miydi? Aydınlanmadan önce de bu iki şeyi yapıyormuşsunuz, aydınlandıktan sonra da aynı şeyi yapıyorsunuz, o zaman fark nerede?

Usta gülmüş: “Fark içsel. Önceden her şeyi uykuda yapıyordum, şimdi her şeyi bilinçle yapıyorum, işte fark burada. Etkinlikler aynı ama ben, artık aynı ben değilim. Dünya aynı ama ben değiştim. Ve ben artık aynı ben olmadığım için, bana göre, dünya da aynı dünya değil!

Farkındalığının kesintiye uğramadan, günde yirmi dört saat alttan alta akmaya devam edişini izlemek, bu arada ne yapıyorsan yapmaya devam etmek güzel… Dış dünya ne oluyorsa olsun, kendi merkezinde kalabilmek, içindeki berraklık ve duruluğa ulaşmak güzel… Bildiğini bilmeyi hatırlamak güzel! Sorularını suya sormak, sudan gelecek cevabı beklemek güzel…

Dahası, bilmediğimizi sandığımız şeyleri bildiğimizi bilmek güzel…

2012’nin ve takip eden tüm yılların bizleri bu farkındalığa kolaylık neşe ve ihtişamla taşıması dileğiyle sizleri kucaklıyorum. Neşeniz, umudunuz ve ışığınız bol olsun.

10 Kasım 2011 Perşembe

11-11-11 ENERJİ DALGASINI DEMİRLEMEK (BAŞMELEK METATRON, LORD MERLİN VE LEYDİ PORTİA'DAN) ESRA TAN VE BEKİ İKALA ERİKLİ KANALLIĞI İLE


Aşağıda, 11-11-11 enerji dalgasını demirleme deneyiminizi desteklemek için kullanabileceğiniz bir uygulama bulunuyor.

Başmelek Metatron'u, rehberlerimi, melekleri ve başmelekleri ve onların yanı sıra tüm ışık varlıkları, sevgilerini paylaşmaları ve 11-11-11 enerji dalgasını demirlemeye yardım etmeleri için çağırıyorum. Lütfen beni sevginiz ve yüksek titreşimli ışığınızla kuşatın ve yıkayın.

Başmelek Metatron'u önümde, Başmelek Rafael'i (İsrafil'i) solumda, Başmelek Gabriel'i (Cebrail'i) sağımda ve Başmelek Mikail'i arkamda durması için çağırıyorum. Başmelek Zadkiel ve Başmelek Ametist de Başmelek Metatron'un diğer tarafında enerjilerini ve desteklerini vermeleri için çağırıyorum. Varlığımı meleksi koşulsuz sevgi ile kuşatın. 11-11-11 enerji dalgasını kabul etmeye hazırlanırken, sevgiyi kabul edip yaymama izin verin.

Işığın ve sevginin Yükselmiş Üstatlarını, etrafımı kuşatmaları, aktivasyonda ve kendi üstatlığımda beni desteklemeleri için çağırıyorum.

Işığın ilahi varlıklarını, yeni enerji dalgası ile bağlantı kurmam ve onu içime çekip içimde barındırmama destek olmaları için çağırıyorum.

Ruhumu,  ışığını parlak bir biçimde, varlığımdan bedenime, aurama ve gerçekliğime yayması için aktive ediyorum.

Ruh grubumu, ruhumla daha derin bir düzeyde bağlantı kurması ve beni koşulsuz sevgi ile sarması için çağırıyorum. Etrafımdaki varlığınızı deneyimlememe ve ruhumla işbirliği yapmanıza yardımcı olun.

Yaradan'ın enerjisini, varlığıma doğru ve varlığımın içinden akarak, bana uygun olan en yüksek titreşimli ışığı varlığıma akıtması için çağırıyorum.

Yaradan'ın kaynağından, birçok enerji seviyesi ve bilinci ile 11-11-11 enerji dalgasının, Dünya'ya inip akmasını talep ediyorum. 11-11-11 enerji dalgasının, uygun olan en yüksek titreşimde ve yoğunlukta bütün varlığıma akmasına ve tüm yönlerden kalp çakramla bağlantı kurmasına izin veriyorum. 

Işığı nefesle içime çekerken, ışığın ruhuma derinden işlemesine, varlığımın tüm alanlarına, tüm yönlerine akmasına izin veriyorum. 

Şimdi, 11-11-11 enerji dalgası deneyimini ve onu içime çekip onu içimde barındırmayı, ruhumda ve varlığımda, spritüel gelişimimi yükseltici yeni aktivasyonlar yaratması için kabul ediyorum.

Işığın niteliklerini enerji dalgasından kabul ederken, onu aynı zamanda Dünya'ya yansıtıyor ve demirliyorum.

Hakiki sevgiyi deneyimlemeye, içime çekmeye ve içimde barındırmayı seçiyorum,  izin veriyorum.

(Oturun ve tüm içgörüleri ve renkleri hissederek, fark ederek, her nitelik için aynı kaliteyi elde ederek, bu ışığı, nefeslerle içinize çekin.)

Açıklık niteliğini deneyimlemeyi, içime çekmeyi ve içimde barındırmayı kabul ediyorum.

Birlik, bütünlük, teklik niteliğini deneyimlemeyi, içime çekmeyi, içimde barındırmayı kabul ediyorum.

Mutluluk niteliğini deneyimlemeyi, içime çekmeyi ve içimde barındırmayı kabul ediyorum.

Güçlenme niteliğini deneyimlemeyi, içime çekmeyi ve içimde barındırmayı kabul ediyorum.

Somutlaşma niteliğini deneyimlemeyi, içime çekmeyi ve içimde barındırmayı kabul ediyorum.

Duyarlılık niteliğini deneyimlemeyi, içime çekmeyi ve içimde barındırmayı kabul ediyorum.

Kurtuluş niteliğini deneyimlemeyi, içime çekmeyi ve içimde barındırmayı kabul ediyorum.

Şimdi 11-11-11 enerji dalgasının, ruhumun varlığına karşı daha hassas olmamı, ruhumu kolaylıkla güçlendirmemi ve barındırmamı sağlamak üzere, varlığımla birleşip ruhuma karışmasına izin veriyorum.

Şimdi, 11-11-11 enerji dalgasını ve ihtiyacım olan aktivasyonların meydana gelişini kabul ederek oturuyorum. Her şeyin, ruhumun ve Yaradan'ın iradesinin ilahi kılavuzluğunda gerçekleştiğini biliyorum.

(İhtiyaç duyduğunuz, uygun gördüğünüz kadar uzun süre, ışığı nefeslerle içinize çekerek  oturmaya devam edin.)

Sevgi ve birçok kutsamalarla...

Biz Başmelek Metatron, Lord Merlin ve Lady Portia'yız.

Mesajın orjinal İngilizce metni ve daha fazlası için tıklayın:
http://lovepeaceandharmony.ning.com/profiles/blogs/11-11-11-energy-...

Çeviren: Esra Tan


UYGULAMA ;
 Saat 11:00'de sizin icin ozel olan kosenizde sessizce oturun. Bu anın onemini vurgulayın - ısık yaymak konusundaki isteginizi mum yakarak, ısıgın tohumunu ekerek sembolize edebilirsiniz.
Bu an hepiniz icin ısıgı yogun olarak hissedeceginiz bir an. 11 Kasım'la ilgili tum okuduklarınız dogru.  Kozmik enerjinin akın edecegi, ısıgın devasa bir akın seklinde tum insanlık ve dunyanıza dogru akacagı bir ısık portalı olusacak."
 11 Kasım 2011 için aldıgım kılavuz asagıdaki gibi, nerede olursaniz olun, yerel saatle 11:00'de gerceklestirilecek:
Ayaklarınızı yere duz olarak basın, enerjinin maksimum duzeyde akabilmesi için vucudunuzun herhangi bir yerinin capraz olmamasına dikkat edin. Elleriniz rahat bir sekilde dizlerinizin ustunde olsun, avuclarınız yuzunuze dogru baksın.
Alabildiginiz kadar fazla ısık almaya calısın. Tac cakranızı acık tutun. İsterseniz su sekilde niyet edebilirsiniz:
"Kendimi ısıga tamamen acık tutmaya niyet ediyorum ve ısıgın tum karanlıgı saf sevgi ve ısıga donusturmesine izin veriyorum."
"Sadece oturun ve gelen ısıgı alın. Isıgın yavas yavas akmasına izin verin, tac cakranızdan asagıya dogru, tum cakralarınızdan gecerek indigini, vucudunuzu ve hucrelerinizin tamamini doldurdugunu hissedin.
Kalp cakranıza geldiginizde, ısıgın ellerinizden dısarı cıkmasına izin verin, sizden dısarıya; dunyaya dogru akmasına izin verin. Isıgın yavas yavas tum vucudunuzu doldurmasına; ayaklarınıza, tırnak uclarına kadar vucudunuzu kaplamasına izin verin. Nefes almaya devam ederken, her nefesinizde ayaklarınızın altında buyuyen kokler olustugunu, bu koklerin bu güzel ısıgı dunya ananın merkezine goturdugunu dusunun. Dunya ananın kalbine ulastıgınızda, bu bagı ve ısık akısını surdurun.
Gezegeninize ve gezegeninizde yasayanlara ısıgın ulasması icin kanal olduğunuz sure boyunca, ısıgın yogun olarak buyumesine izin verin. Isıgın ellerinizde buyuyerek, dunyayı saran koca bir ısık cemberi haline gelmesini saglayın.
Bu ısık cemberinin en az 10 dakika boyunca tutun.
Bitirmek için hazır oldugunuzda, ellerinizi yavasca avuclarınız asagı bakacak sekilde cevirin, dunya anaya tüm enerjiyi gonderin, sonra kendinizi kucaklayarak vucudunuza enerji verin ve nazikce calısmayı sonlandırın.
Eger calısmanın basında bir mum yaktıysanız, bitinceye kadar yanmasına izin verin. Üfleyip sondurmeyin."

Beki İkala Erikli

Not: Saat 11.00 de is yerinde olup kacıranlar, bu saate niyet ederek uygulayabilirler. Enerjiler o gün boyunca devam edecektir.